Yunanistan'da genel grev hükümeti sarstı
Yaklaşık 2 milyon kişinin katıldığı genel grev hükümeti sarstı. Başbakan Yardımcısı istifa etti, gensoru verildi, kabine değişikliğine kesin gözüyle bakılıyor. "Hükümet istifa" eylemleri sürüyor.

Fotoğraf: PAME
İLGİLİ HABERLER

Yunanistan’da genel grev raporu: 1,5 milyondan fazla insan sokağa çıktı

Yunanistan’da tren kazasının hesabı genel grevle soruldu
Seyit Aldoğan
aldogan.seyit@gmail.com
Atina — Yunanistan’da 28 Şubat'ta işçi ve emekçi sendikaları konfederasyonları ve Mücadeleci İşçiler Cephesinin (PAME) çağrısıyla yapılan genel greve ülke genelinde iki milyona yakın kişi katıldı. Genel grevin ayırt edici özelliği, kamu sektöründe olduğu kadar özel sektörde de etkili olması ve uzun yıllardan sonra aynı anda 100’ün üzerinde şehir, ilçe ve adada 300’ün üzerinde kitlesel gösteriler yapılmasıydı.
Genel grevde, 2023 yılında Tembi’de meydana gelen ve 57 kişinin yaşamını kaybettiği kazanın politik sorumlularının bulunması, Avrupa Birliği (AB) ve hükümetin özelleştirme politikalarının durdurulması, özelleştirilenlerin yeniden kamulaştırılması, eğitim, sağlık, sosyal güvenlik ve işçi güvenliği gibi talepler öne çıktı.
Sömürü, haksızlık ve adaletsizliklere karşı…
Dünyada ve Avrupa işçi ve emekçi hareketinde bir durgunluk ve zayıflığın olduğu, sermaye partilerinin milliyetçiliği, ırkçılığı ve her türden gericiliği kullanarak kitleleri yedeklemeye çalıştığı, hatta iktidara geldikleri bir süreçte, milyonlarca Yunan emekçinin sermaye politikaları karşıtı temel taleplerle genel grev gerçekleştirmesi ve sokaklara çıkması oldukça önemliydi. Ancak özellikle sistem savunucusu basın yayın organlarında ve hatta demokratik bir yayın çizgisine sahip olan medyada bile, gösteri çağrısının yaşamını kaybedenlerin aileleri tarafından yapıldığı söylendi. Genel grevin tek talebinin “sorumluların hesap vermesi” olduğu üzerinde duruldu.
Ailelerin katılım çağrısı yaptığı ve etkili olduğu doğru ancak milyonları sokaklara ve meydanlara döken, işçi ve emekçi sendikalarının süreci doğru değerlendirerek, kitlelerin en duyarlı olduğu taleplerle genel grev çağrısı yapmalarıydı. Sermayenin işçi ve emekçilere yönelik ağır sömürü politikaları, kazanılmış hakların gasbı, sosyal hakların kısıtlanması, eğitim ve sağlık hizmetlerine ulaşımın zorlaşması, ücretlerin düşük tutulması, geleceğe yönelik belirsizliklerin artması, dolaylı ve dolaysız vergiler getirilmesi… Öfkeyi ve meydanlara akan işçi, emekçi ve yoksul halk muhalefetini tetikleyen bu nedenlerdir. Kitlesellik daha çok işçi, emekçi ve yoksul halkın sömürü, haksızlık ve adaletsizliklere karşı öfke patlamasına işaret ediyor.
Yunanistan’da geçen yıl dört kez genel grev ile değişik sektörlerde çok sayıda grev ve direnişler gerçekleştirildi. Ancak uzun süreli olmadılar, genel direnişe dönüşemediler ve daha çok protestolarla sınırlı kaldılar. Kuşkusuz bunun değişik nedenleri bulunuyor. Elbette tayin edici olan işçi sınflarının bilinç ve örgütlenme düzeyi. Ancak milyonların sermayeye, AB ve hükümet politikalarına karşı alanlara çıkması ve taleplerini haykırması oldukça önemli ve ciddi tecrübeler sunuyor. Öncelikle sınıfın ve ezilenlerin, özel formüllerle ve "kızıştırıcı" yöntemlerle harekete geçirilemeyeceğini, subjektif gündemlerin "marjinallik" sınırlarını aşamayacağını, daha ileri mevzilerin ve kazanımların ancak temel talepler etrafında birleşme ve uygun mücadele biçimlerine yönelmeyle elde edilebileceğini ortaya koyuyor.
Fotoğraf: Seyit Aldoğan/Evrensel
Direnişler yeni kuşağın omuzlarında yükseliyor
Yunanistan'da iktidar ve burjuva muhalefetine yönelik umutların tükenmesi ve alternatifsizlik, işçi ve emekçilerle ezilen halkı bir yandan yeni arayışlara bir yandan da tutum almaya yöneltiyor. 80'li yılların zorlu mücadeleleriyle elde edilen kazanımların gasbedilmesi, sendikal örgütlülüklerin zayıflaması ve durgunluk, çok sayıdaki olumsuz nedenin birkaçı. Sömürü ve baskıların katmerleşmesi, sınıfsal ve dolayısıyla sendikal mücadeleye uzak duran yeni emekçi nesilleri alternatif arayışlara itiyor. Özel sektörlerde sendikalaşmaya yönelik eğilimlerin artması bu gerçeği kanıtlayan unsurlardan biri. Son bir yıldır gündeme gelen direnişler, daha çok yeni kuşağın omuzlarında yükseliyor.
Hükümet söylem değiştirmek zoruda kaldı
Grevden önce Tembi kazasına yönelik söylemlerin "popülist" olduğunu ve "parti çıkarları doğrultusunda yapılan propagandalar içerdiğini" savunan ve hiçbir sorumluluk üstlenmeyen hükümetin, "verilen mesajın alındığını" açıklayarak söylemlerini değiştirmek zorunda kalması, halk hareketinin gücünü gösteriyor. Hükümet tehdit ve saldırılardan savunmaya geçti ve davanın hızla sonuçlanması için harekete geçileceği açıklamasını yaptı.
Bu gerçek sadece hükümet ve burjuva muhalefetle de sınırlı kalmadı. Genel grev kararı almayan Yunanistan İşçi Sendikaları Konfederasyonunun (GSEE) hükümete, ana muhalefete (PASOK) ve SYRIZA'ya bağlı yönetimi, sendika şubelerinin ve işçi muhalefetinin baskıları sonucu grev kararı alarak gösterilere katılım çağrısı yaptı.
Tepkinin boyutları, "karamsar" bir tutum içinde olan kesimleri de harekete geçirerek tutum almalarını ve sokağa çıkmalarını sağladı. Aydınlar, sanatçılar, meslek örgütleri seslerini yükseltti. Hükümet partisi içinde bile tutum farkılıkları ortaya çıktı.
Başbakan Yardımcısı istifa etti
Tembi kazasının örtbas edilmesi çabasının başını çekenlerden biri olarak suçlanan Başbakan Yardımcısı ve Kamu Düzeni Bakan Yardımcısı Hristos Triandopoulos, delilleri karartma iddialarıyla karşı karşıya kalınca istifa etmek zorunda kaldı. Başbakan Kiryakos Miçotakis, hükümet olarak kazanın siyasi sorumluluğunu üstlendiklerini açıklamıştı. Triandopoulos'un istifası, hükümetin az zararla kurtulma hamlesi olarak yorumlanıyor. Triandopoulos yarın Araştırma Komisyonunda ifade verecek.
Gensoru veriliyor
Bu arada SYRIZA, PASOK, NEA ARİSTERA ve PLEVSİS partileri yarın hükümet için gensoru verecek. Gensoru, Mecliste yapılacak üç günlük konuşmalardan sonra oylanacak. Hükümetin düşmesi beklenmiyor ancak Miçotakis'in kısa zamanda kabinede yeni değişiklikler yapmak zorunda kalacağına kesin gözüyle bakılıyor.
"Patlamanın sebebi ABD İHA’larına gönderilen yakıt" iddiası
Bu arada Yunanistan Komünist Partisi (KKE) Sözcüsü Tanasis Pafilis, kaza sırasındaki patlamanın, ABD İHA'larına gönderilen yakıttan kaynaklandığını iddia etti ve "Eğer böyle değilse ertesi sabah kaza mahallinde üç üst düzey askeri yetkilinin ne işi vardı" diye sordu. Başından beri ölümlere çarpışma sırasında meydana gelen patlamanın sebep olduğu söyleniyor ancak ne tür bir patlayıcı olduğu açıklanmıyordu.
Fotoğraf: Seyit Aldoğan/Evrensel
Eylemler sürüyor
Birçok sendika şubesi ile öğrenci ve gençlik örgütleri art arda yeni gösteri kararları alıyor. Bugün sendika şubeleri Meclisin bulunduğu Sintagma Meydanı'nda yeni bir miting gerçekleştirdi. 7 Mart'ta ise Atina'da öğrenci gençliğin yeni bir gösteri kararı var. Gösteriye orta ve yüksek öğrenim öğrencileri katılacak.
İşçi ve emekçiler hükümetin istifa etmesini istiyorlar. Muhalefet partileri de bu doğrultuda açıklamalar yapıyor.
Evrensel'i Takip Et